5 Mayıs 2008 Pazartesi

Nasıl Arıcı oldum ? ( 1 )

1970 yıllarda İlçe Ziraat Odaları'ndan köylere kadar ziraatçılar gelirler,
köy kahvesinde yakaladıkları gençlere muhabbet babından
arıcılık kursları verirlerdi.Bu muhabbetlere katılanlara arıcılık belgesi,
verirlerdi. Orköy (Orman köylerini Kalkındırma Birliği) de bu belgeyi alanlara 12
adet arılı kovan verirdi. Buraya kadar planlama güzel.
Benim kayınbiraderim Orhan da de bu belgeyi alıp; arıcılık yapmayanlardan.
Her nasılsa babam Orköy den 12 adet langsrot arılı kovan almıştı.Ama babamın
arıcılık belgesi sanırım yoktu. Olsa görürdüm,duyardım.
tabi bu kovanlar katlı idi. Evimizin ön bahçesinde bir-iki sene bu kovanlardan
arılar uçtu,çalıştı. Çıkan oğullar bahçemizin onündeki asmalı erik ağacına konarlar, babacığım da onları bir sepete silkeler, kovanlarına surup püskürtürdü. Arıcıklar da katar katar yeni kovanlarına girerlerdi. Ne büyükbir keyifti onları izlemek.
Ama ben aynı keyfi hala duyuyorum.
Ben balı ilk defa o kovanlardan tattım. Ne kadar nefis ,ne kadar hoştu bu bal.
Tarifini yapamam. Yedikçe yiyesi geliyordu insanın. Tabi serde gençlik de var.
Arıların çalışmasını, kovanlarınıa giriş ve çıkışlarını ,sepetlerinde sarılı,morlu (o zaman polen olduğunu bilmezdik)
polen getirişlerini hayranlıkla izlerdim.Sonra sanırım babam kovanları başka birine sattı. Kovanlar birden bire yokoluverdi. Tabi ben öğrenciydim ilçede. Benim arıcıklarla ilk tanışmam işte böyle sevgili dostlar.
(Yarın Devamını Yazacağım)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder